Bu görüntüler nedense İstanbul trafiğinde yaşadıklarımın yanında hiç de yabancı gelmiyor.
Ben de yakın zamanda bir kask kamerası almayı planlıyorum fakat bunun yollardaki magandaları fişlemek için kullanılabileceğini hiç düşünmemiştim.. Pek işe yarayacağını sandığımdan değil de...
15 kişilik bir müzik grubu bisikletleriyle bir araya gelerek bagajlarına insan gücüyle çalışan ses sistemleri de dahil olmak üzere 1 yıl yetecek eşyalarını yükleyerek binlerce kilometre yol yapıyor. Uğradıkları noktalarda yüze yakın konser vererek müziklerini paylaşıyorlar. Bu konserlerin özelliği ise herhangi bir şekilde elektrik harcamadan bisiklet pedalı çevirerek elde edilen enerjiden yararlanmaları. Çevreci kaygılar taşıyan bu maceracı grup Amerika'dan Ginger Ninjas ve seslerini 2007'de yaptıkları California'dan Mexico'ya 7000 km'lik müzik turlarıyla duyurdular.
Grup bu yıl da aynı konsept ile Avrupa'yı turluyor ve konserler veriyor. Bu kalabalık tur grubunun yaşadıkları deneyimleri TravellingTwo'da yayınlanan kısa röportajdan okuyabilirsiniz. Turlarının bir de belgesel film projesi var, yayınlanan ön-gösterim için de aşağıdaki videoya tıklamanız yeterli.
Yüzlerce gündür bisikletleriyle yolda olan (tam olarak söylemek gerekirse 1431 ) iki turcu Eric ve Amaya. 74 ülkeden geçip 70 000km'nin üzerinde yol yaptılar ve hala yollarına devam ediyorlar. Turları sırasında da harika bir bisiklet tur sitesi tutuyorlar. Sitede turlarının güncellemelerinin yanında turcular için nasihatler ve öne çıkan turcularla yapılan röportajlara da yer veriyorlar. Bugun güncelleme arşivlerini karıştırırken yakın zamanda gönderdikleri bir yazı dikkatimi çekti. Çiftin Afrika ve Ortadoğu geçişlerinde yolda karşılaştırkları karşılıksız iyilikler ve yardımlar üzerine.. Dışarıdan onca ön yargıyla bakılan bu toprakları ve insanlarını bir de yollarında bisikletleriyle deneyimleyen gezginlere bir kulak verin:
Macera öykülerinden en ilgimi çekenler arasında kutup ekspedisyonları sıranın en üstlerinde... Zorlu koşullarda, Dünya'nın "en uç noktalarına" yapılan bu yolculuklar arasında ilkler ise en unutulmayanları.
Güney Kutbu'na ilk adımı atmak için birçok kaşif denemelerde bulunmuş ve ancak 1911'de Norveçli kaşif Roald Amundsen bunu ilk kez başarmıştı. Fakat Güney Kutup kaşifleri denildiğinde keşfini tamamlayamadan geri dönmek zorunda kalsa da akla ilk olarak İrlandalı kaşif Ernest Henry Shackleton geliyor. Kutup noktasına 97 mil kala dönüş için yanlarında kalan çok az erzak ve yük atlarının yolda telef olması nedeniyle yanındaki keşif ekibini ölüme sürüklememek adına zor bir karar verdi ve geri döndü. Shackleton'ı bu kadar öne çıkaran da ekibine sadakati ve verdiği bu zor karar.
Shackleton ve yanındakilerle ulaşabildikleri en güney noktada 88° 23' enleminde
100 yıl sonra Shackleton ve beraberindeki ekipten iki kişinin yakın akrabaları büyük büyük dedeleri ve amcalarının başladıkları yolculuğu tamamlama kararı alarak Güney Kutba yola çıktılar. Shackleton'ın izlediği yolu izleyerek Ross Buz şelfini aşarak Beardmore buzulu üzerinden büyük Antartika platosuna ulaşmak hedefleri ve 1909'daki ekibin geri döndükleri noktayı geçip yola devam ederek Güney Kutup Noktasına ayak basmak. Detayları atlarsak, ekip arkalarında çektikleri eşyalarla zorlu bir yolculuk sonunda 900 mili aşarak başarıya ulaştılar ve hikayelerini BBC Timewatch serisinde "In the Footsteps of Shackleton" adlı bir belgesel olarak yayınladı.
2008 ekspedisyon ekibinin Güney kutba ulaşmak için izlediği yol
Belgesele erişemeyenler için keşif ekibinin ekspedisyon hakkında yaptıkları ve Allastair Humphreys'in blogunda paylaştığı kısa bir sunumu aşağıdan inceleyebilirsiniz.